Anasayfa   -   Künye   -   İletişim 19 Nisan 2024 Cuma
       Siyaset  -   Eğitim  -   Güncel  -   Magazin  -   Spor  -   Sağlık  -   Diğer  -   Kültür Sanat  -  
 
      
Başlıksız Belge
  BEN BİR İSTANBUL SEÇMENİ OLSAYDIM... 19.06.2019
Servan Altıkanat  /  
 Yazarın Diğer Yazıları
 Son yazım: ‘Memleket isterim’
 Bu Dünyanın bazı çocukları
 Korona sonrası hayat
 Korona günlerinde Shakespeare
 “Beyaz gömleğinle bir laboratuvarda, insanlar için ölebilmek”...
 Esnafın, işçinin hali n’olacak?
 Evde kal!
 Koronavirüs
 Minik Necla ve göçmen trajedisi
 Sophokles ve Adalet
 KAVALA’YA ÖZGÜRLÜK
 UBUNTU FELSEFESİ
 MENDİLLERİMİZ ISLAK
 İMAMOĞLU’NUN KAYAK TATİLİ
 SESİMİ DUYAN VAR MI?
 Hrant için adalet
 Don Kişot
 ‘İnsan, en çok severken insandır’
 ‘Umuda kurşun işlemez’
 Mevlana
 Rahat uyu Ceren
 Sen de mi Brutus?
 Shakespeare ve öğretmenler
 İstanbul aşığı Yahya Kemal Beyatlı
 Hz. Muhammed’in (sav) çocuklara merhameti
 Nazım’a sevgiyle 
 Umudunu Kaybetme 
 Uçurtma Avcısı
 ‘Müslüm’ filmi üzerine
 Alcatraz İşkencehanesi
 Dorothy Counts 
 Sen asla ölmeyeceksin Neslican
 Gerçekler
 HÜZÜNLÜ MISRALAR
 Hepimiz Emine Bulut’uz
  17 AĞUSTOS
 BAYRAMLAR
 KAZ DAĞLARI’NA DOKUNMAYIN
 DÜZCE’DEKİ SEL FELAKETİ
 ASKER NOTLARI
 BOLU'DAN HEPİNİZE SELAMLAR, SEVGİLER
 FAHRENHEİT 451 FİLMİ
  BÜYÜMEZ ÖLÜ ÇOCUKLAR
 YÜREKTEN TEŞEKKÜRLER İSTANBUL
 BEN BİR İSTANBUL SEÇMENİ OLSAYDIM...
 GÖZÜM TAKILIYOR
 BRAVO SADİ GÜVEN
 İSTANBUL
 #EKREMİMAMOĞLU
 HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK
 DERAN BEBEK VE ANTİGONE
 KILIÇDAROĞLU’NA SALDIRI
 MEMLEKETİMDEN İNSAN MANZARALARI
 TEŞEKKÜRLER AVNİ KURT
 ‘DESİNLER’ DİYE YAŞAMAK
 GÜLDÜR GÜLDÜR
 Başkan Avni Kurt ile yaptığımız röportajın ikinci bölümü
 Başkan Avni Kurt, ‘Şu an için göstergeler doğru yolda olduğumuzu gösteriyor’
 ROUSSEAU
 ‘ÜNİVERSİTELERDE YAPRAK DÖKÜMÜ VE AKADEMİK YIKIM’
 İSTİFA MÜESSESESİ
 ÇAVUŞOĞLU’NUN AKRABASINA TORPİL
 Mahşerde beraat belgesi...
 Öykü Arin’e ve tüm lösemili çocuklara umut olalım!
 Osman Kavala’ya özgürlük!
 Binali Yıldırım istifa etmeli!
 Kar
 Mutlu yıllar
 Eleştirme Özgürlüğü
 Malala: Umudun sembolü
 Kimlerin yerinde olmak istemezdim?
 Hoşça kal Refik Durbaş
 Ferhat’a kalp lazım
 İstifa etmelisin Ali Erbaş!
 Havuz yazarı Engin Ardıç
 Afganistan’da çocuk olmak
 Sana ne oluyor Fenerbahçe?
 İyiliğin hakim olduğu bir dünya istiyorum
 Çatladıkapı ülkesi
  İtibardan tasarruf olmaz
 Savaşa hayır!
 İntihar eden babaların, zulme uğrayan işçilerin ülkesi…
 Çam sakızı ‘şeyh’ armağanı
 Güneşin Zaptı Yakın
 “Beni bul anne”
 Bir hayaliniz olsun
 Kılıçdaroğlu ve kurultay
 Mağdur kim?
 14. Altın Çınar Festivali
 Bedelli askerlik
 Yeni kabine ve Ali İsmail
 Çocuklara ve hayvanlara kıymayın
 Seçim sonuçları
 Füruğ Ferruhzad
 Mazlumla zalimin seçimi
 Bahçeli
 Gezi 5 yaşında
 Ece Çiftçi
 Ayla
 Muharrem İnce ve taraflı medya
 Benim ülkem
 Erken seçim
 Suriye’ye saldırı
 Demirören’e kredi kıyağı
 Büyüyoruz usta
 Aşk hikayeleri
 İlahiyatçı bozuntusu
 Ricky Jackson, Ahmet Şık ve Murat Sabuncu
 Jung
 Adaletin terazisi değil, oduncu kantarı
 Salih Nazari
 115 hamile çocuk skandalı
 Karanlığa teslim olmayacağız
 Proje savunma sınavı
 Yalnızlık ve kitap
 Sorarlar hesabını bir gün
 Güle güle Mahmut Hoca
 Umumi Müfettişlikler ve Sarraf
 “Beni bu güzel havalar mahvetti”
 Kudüs ve Peru
 Yapay zekaya sahip robotlar
 Sarraf’ın itirafları
 Aziz İstanbul
 Ugandalı çocuk
 Şile’de batan gemi
 İyi Parti
 Mutluluğun resmi
 İstifalar
 İki gün ağlayıp beni de unutacaksınız”
 Ayşe Öğretmen ve istifalar
 Tebrikler Gandi Kemal
 Nuriye ve Semih ölmesin
 Çocuklara kıymayın efendiler...
 Fenerbahçe ve Satürn
 Yaşasın 1 Mayıs
 Referandum sonuçları
 Tabii ki Hayır
  Martı Jonathan Livingston
 12 Eylül ve bugün
 İtibarımızı arttıran ‘Ak Saray'...
 Adalar gezintisi
 Umut ve Deli Dumrul
 Diktatörler
  ‘Hayır’ demek...
 Elbette 'Hayır'
 Benim dünyam
 10 yıldır Hrant yok, adalet yok!
  “Zıplayın beyler”
 Yoksul çocuklar ve tutuklu gazeteciler
 Reina saldırısı
 Avni Kurt ve ekibi ile değişen Çınarcık
 Şirvan, Aladağ, Vodafone Arena...
 

 İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde  son üç yılda sadece internet sitesi için 80

Milyon TL harcandığını biliyor muydunuz?

 

İstanbul’da belirli vakıf ve kuruluşlara sadece son bir yılda 308 milyon TL’lik para ve mülk aktarıldığını...

 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin sadece tek bir müdürlüğünde uygulanmayan fikir projelerine 226 Milyon TL harcandığını...

 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde ihtiyaç dışı araç masrafının 120 Milyon TL olduğunu... 

 

Ve Sayıştay denetimine göre İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bir yıllık toplam zararının 753 Milyon TL olduğunu biliyor muydunuz?

 

Ben bir İstanbul seçmeni olsaydım, halkın parasını “belirli” vakıf ve kuruluşlara aktaran, ‘israf’ yanlısı bir zihniyete asla rey vermezdim.

 

Tercihimi; lüzumsuz yerlere harcanan paraları halka harcamayı vaat eden, yoksul aileleri, öğrencileri, yeni evlenen çiftleri ve işsizleri düşünen zihniyetten yana  kullanırdım.

 

Halkın parasını yandaşlarına peşkeş çekenlere haddini bildirirdim.

 

Hakkı gasp edilene rey vererek, hakkın yerini bulmasını sağlardım.  

 

“Kucaklayıcı” zihniyeti, “kutuplaştırıcı” zihniyete tercih ederdim. 

 

“Değişim şart” derdim. 

 

Ben bir İstanbul seçmeni olsaydım 23 Haziran’da; “Pontuslu” denilerek karalanmaya çalışılan, güler yüzlü, mütevazı, insancıl, sevgi dolu bir başkan adayına....

“İstanbul’da herkesi barıştıracağım” diyen  sayın Ekrem  İmamoğlu’na rey verirdim. 

 

18 günde; aylık öğrenci ulaşım kartını 85 TL’den 40 TL’ye düşüren, suda yüzde 40’a varan indirim yapan ve ulaşımı tüm resmi ve dini bayramlarda ücretsiz yapan Ekrem İmamoğlu’na sevgilerimi sunuyorum. 

 

İmamoğlu ile her şey çok güzel olacak.

 

 

Sait Faik Abasıyanık’ın “Plajdaki Ayna” isimli öyküsünden bir bölüm:


— Annen var mı senin?
— Var tabii.
— Ne iş yapar?
— Çamaşıra gidiyor.
— Sen ne olacaksın büyüyünce?
— Ben mi? dedi.
Gözlerini gözüme kaldırdı. İkimiz de mavi mavi baktık.
— Ben, dedi, boyacı olacağım.
— Ne boyacısı?
— Kundura boyacısı.
— Neden kundura boyacısı?
— Ya ne olayım?
— Doktor ol, dedim.
— Olmam, dedi.

— Neden?
— Olmam işte.
— Neden ama?
— Doktoru sevmem ki.
— Olur mu ya? Bak, dedim. Doktor sevilmez olur mu?
— Tabii sevmem, dedi. Annem hasta oldu. Evimize geldi. Kumbaramızı kırdık. Bütün yirmi beşlikleri ona verdik. Sonra çeyrekler kaldı. Onlarla da reçeteyi yaptırdık. O da zorlan.
— Arna annen iyileşti.
— Annem iyileşti ama paramız gitti. İki gün yemek yemedim ben.
— Peki, dedim, öğretmen ol.
— Ben mektebe gitmiyorum ki.
— Neden?
— Öğretmen beni dövüyor.
— Neden?
— Yaramazlık ediyorum da ondan.
— Sen de yaramazlık yapma.
— Ben yaramazlık ne demek bilmiyorum ki.

— Öğretmenin yapma dediği şey, dedim.

— Belli olmuyor ki! Bir gün arkadaşımın biri, “Çamaşırcının piçi” dedi. Ben de dövdüm onu. Öğretmen de beni dövdü. Ondan sonra hep çamaşırcının piçi diye çağırdılar. Hiç kimseyi dövmedim. Yaramazlıkmış diye. Birkaç gün sonra yanımdaki arkadaşın iki kalemi vardı. Birini aldım. Hırsızsın sen diye dövdüler. Benim kalemim yoktu aldım. Sonra o da yaramazlıkmış, hem de çok fena bir şeymiş. Bir daha kimsenin kalemini almam dedim. Defterini aldım. Bu sefer hem dövdüler, hem mektepten kovdular.
— Çok fena yapmışsın.
— Fena yaptım. Ben adam olmak istemiyorum ki.
— Ne olmak İstiyorsun ya?
— Boyacı olacağım dedim ya.

 

 

      Köşe Yazarları

Ayhan Polat
Kalemin Gölgesi

‘Ahde Vefa Gecesi’nden alnımızın akıyla çıktık
Bülent Gürçam


Yalova ile hesaplaşmak
NESİM KAYA


ÜÇÜNCÜ YOL
 
 

Copyright © 1995 - 2024
       Siyaset  -   Eğitim  -   Güncel  -   Magazin  -   Spor  -   Sağlık  -   Diğer  -   Kültür Sanat  -  

Yalova Haber  -  Çiftlikköy Haber  -  Çınarcık Haber